Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde son 20 yılda önemli başarılar elde ettiklerini belirterek, “Türkiye Yüzyılı” olarak andıkları bu dönemde dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer alma, üretim ve dizayn kapasitelerini artırma hedefleri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği ve İtalyan Ticaret Ajansının katkılarıyla Milano’daki Stelline Sarayı’nda “Türkiye: Dayanıklı Yatırım Ortağınız” isimli etkinlik düzenledi.
Etkinliğe, İtalya’da ekonomik kalkınmadan sorumlu “İşletmeler ve Made in Italy” Bakanlığından Bakan Yardımcısı Valentino Valentini, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Ömer Gücük, Türkiye’nin Milano Başkonsolosu Mehmet Özöktem, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Danışmanı Gino Costa’nın yanı sıra Türk ve İtalyan iş dünyasından çok sayıda girişimci katıldı.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, etkinliğin açılışında, Türkiye’nin 100. yılı dolayısıyla bir araya geldiklerini belirterek, “Geçtiğimiz yüzyıl önemli işler yaptık ama özellikle son 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde önemli başarılar elde ettik. Türkiye, dünya genelinde ilk 20 ülke arasında yer alıyor, özellikle ihracat bakımından bölgesel bir hub konumundayız.” dedi.
Türkiye’de faaliyet gösteren 1500’den fazla İtalyan şirketinin de ekonomi ve ticaretlerine ciddi katkı yaptığını ifade eden Dağlıoğlu, “Türkiye Yüzyılı” olarak andıkları bu yeni yüzyıllık dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan idaresinde çok güçlü hedeflere sahip olduklarını, dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer alma, üretim ve dizayn kapasitelerini artırmayı hedeflediklerini söyledi.
“İtalya ile ‘kazan-kazan’a dayanan çözümler geliştirebiliriz.” diyen Dağlıoğlu, endüstriyel yeteneklerini sürdürmek isteyen İtalyan şirketleriyle sadece Türkiye içinde değil, çevre bölge ülkeleri için de fırsatlar sunabileceklerini, Türk ve İtalyan şirketlerinin üçüncü ülkelerde işbirliği yapabileceklerini kaydetti.
İtalyan bakan yardımcısı Valentini de İtalya ve Türkiye arasındaki dostluğun, ortak çıkarlara, duygulara, güvene dayalı olduğunu ve siyasi güçlükleri de aşabilecek bir sonsuzluğa sahip olduğunu dile getirdi.
Valentini, iki ülke arasında tarihe, ekonomiye dayanan ilişkilerin ruhunu canlandırmak için ortak kalkınma hamleleri başlatmaları gerektiğini bildirdi.
Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Ömer Gücük de Kovid-19 salgını sırasında ekonomik-ticari ilişkilerin zorlansa da salgın sonrası dönemde rekor seviyelere ulaştığına dikkati çekerek, “2022’de ikili ticaret hacmimiz arttı ve 26 milyar dolar oldu.” bilgisini paylaştı.
Halihazırda 1500’den fazla İtalyan şirketinin Türkiye’de faaliyet gösterdiğini kaydeden Gücük, “İtalya’daki Türk Büyükelçiliği olarak ülkelerimiz arasındaki ikili yatırımları artırmak için her türlü çabayı göstermeye hazırız. Şirketlerimizi, Orta Asya, Afrika, Kafkaslar ve üçüncü ülkelerde karşılıklı yatırım yapmaları için teşvik etmeye devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında işbirliğimizi daha da çeşitlendirme konusunda kararlıyız.” diye konuştu.
Etkinlikte, Türkiye ve İtalya’da karşılıklı yatırımları bulunan iş insanları Zeynep Bodur Okyay, Aimone di Savoia Aosta, Armando Guastella ve Luigi La Corte’nin katılımıyla Türkiye’deki yatırım imkan ve fırsatlarının değerlendirildiği bir panel düzenlendi. İtalyan iş insanları, Türkiye’de üretim yapmaktan duydukları memnuniyeti aktardı.
Etkinlik çerçevesinde “Asrın felaketi”nden etkilenen deprem bölgesine destek maksatlı “Küllerden Doğmak 2023” isimli resim sergisi de açıldı.
Dağlıoğlu: “İtalya’dan daha fazla yatırım çekmek için çalışmaya devam edeceğiz”
Etkinliğin ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, salonda İtalyan iş dünyasının önemli temsilcilerinin yer aldığını belirtti. Dağlıoğlu, “Bizim bütün bu uluslararası yatırımcıları ülkemize davet etmemiz kıymetli ama zaten Türkiye’de iş yapan, yatırım yapan faaliyet yürüten şirketlerin kendi tecrübelerini, yine kendi tanıdığı bildiği insanlara yani benzeri mantaliteye sahip iş dünyası temsilcilerine doğrudan kendilerinin aktarması bizim için çok kıymetli. Bu bağlamda verilen mesajlarda, özellikle Türkiye’nin son dönemde nasıl dayanıklı bir ekonomi, nasıl hızlı büyüyen bir ekonomi olduğunu anlattılar.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2028 yılında 400 milyar dolar ihracata ulaşma hedefi olduğunu kısa süre önce hatırlattığını dile getiren Dağlıoğlu, “Bizim her zaman söylediğimiz gibi Türkiye zaten artık bölgesel bir güç merkezi oldu, bölgesel bir üretim merkezi oldu. Biz bunu küresel bir güç merkezinde ‘power house’ dediğimiz alana taşımak istiyoruz ve bunu yaparken sadece üretim alanına değil, AR-GE’ye, tasarıma, daha katma değeri yüksek alanlara odaklanmak istiyoruz. Bölgesel lojistik merkezlerini, bölgesel eğitim ve yönetim faaliyetlerini uluslararası şirketlerin Türkiye’ye getirmek istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Burak Dağlıoğlu, bazı İtalyan şirketlerin bütün dünyaya Türkiye’nin lojistik imkanlarını kullanarak ihracat yapabildiğine işaret ederek, “Biz de bu bağlamda mesajlarımızı vermeye devam edeceğiz İtalya’dan daha fazla yatırım çekmek için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
Okyay: “Türkiye’nin her anlamda iyi bir iş partneri olduğunu düşünüyorum”
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay da bu tür etkinliklerin çok faydalı olduğunu vurguladı. Okyay, “Sayın Başkan Dağlıoğlu’nun bu hafta bildiğim kadarıyla birkaç ülkede böyle girişimleri oldu. Bence ülkemizi tanıtmak çok önemli. Çünkü bizi çok yakından tanıdıklarını zannettiğimiz ülkeler de Türkiye’nin potansiyelinin çok farkında olamayabiliyorlar. Özellikle iş dünyasına anlatmak çok önemli. Yine devlet nezdinde farkındalık daha ileride oluyor ama iş insanları kendi sorunlarıyla uğraşırken genel geçer bilgilerle veya işte basında yer alan bilgilerle yetiniyorlar. O nedenle çok önemli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
İtalya’nın şirketleriyle “Made in Italy” girişimiyle çok önemli bir başarı elde ettiğinin altını çizen Okyay, “Biz de ülkemizi tanıtıyoruz. Çeşitli programlar yapıyoruz. Turquality gibi ama İtalya’nınki kadar başarılı bir programı çok az gördüm. Dolayısıyla hani bunu bilerek buna çok topyekun bir yatırım yapmak lazım ve akıllı yatırımlar yapmak lazım. Şirketlerimizle Turquality gibi programları daha da geliştirerek belki bunu başka alanlara da yayarak inovasyona veya işte sürdürebilirlik gibi alanlara farkındalığı arttırmak ve o yönde yatırımları teşviklerle de altını da beslemeliyiz diye düşünüyorum. O yüzden Türkiye’nin rekabet gücüne bu ülkelerin katkısı bence çok fazla olacak.” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin en önemli gücünün üretim gücü olduğunu vurgulayan Okyay, “Bazen tabii ki hep hayıflanıyoruz işte doğal kaynaklarımız sınırlı diye ama bence gerçekten olmamasında da belki şu ana kadar hayır vardı. Çünkü Türkiye endüstrisini geliştirdi.” şeklindeki değerlendirmesini paylaştı.
Okyay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin her anlamda iyi bir iş partneri olduğunu düşünüyorum. Yani bu birçok ülke için Avrupa’da özellikle geçerli. Artan maliyetler, tedarik zincirindeki kırılmalar, Türkiye’yi öne çıkarması lazım. Ama bizim de işimizi düzgün yapmamız lazım. Hem kendimizi tanıtma, hem iletişim, hem algı oluşturma hem de sanayimizi fit tutma anlamında yani sanayicinin de kolay değil bu anlamda rekabet edebilmesi dünyada. Türkiye’de rekabet başka olgu. Dünyada birçok rakiple bin tane, 3 bin rakiple rekabet etmek çok zor. O nedenle bu araçları verdiğinizde bence yapabileceğimizi düşünüyorum.”