1. Haberler
  2. Siyaset
  3. İmamoğlu, Balkan Rumeli Mübadele Buluşması’nda konuştu

İmamoğlu, Balkan Rumeli Mübadele Buluşması’nda konuştu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Balkan Rumeli Mübadele Buluşması’nda; “Ne yazık ki ayrıştırmaları, bölmeye ve düşmanlaştırmaya çalışmadıkları hiçbir kesim kalmamıştır. Bunun adı siyaset değildir. Bunun adı milliyetçilik ya da muhafazakarlık değildir. Bunun adı insanlık değildir. Türkiye, topluma zehir saçan bu siyaset anlayışından bir gün bile geç kalmadan kurtulmaya mecburdur. Aksi halde bir adım bile ileri gidemeyiz. 28 Mayıs’ta oyumuzu, birliğimizi ve kardeşliğimizi en güçlü şekilde sağlamak için mutlaka kullanalım” dedi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Balkan Rumeli Mübadele Buluşması’na katıldı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım, tarihçi İlber Ortaylı, jeolog Celal Şengör ve sanatçı Candan Erçetin de programa katılanlar arasındaydı. Programda konuşan İmamoğlu, İstanbul’un çok renkli ve özel bir şehir olduğunu belirtti. İmamoğlu, şunları söyledi:

“BALKAN ŞEHİRLERİ AĞI’NI KURDUK: İstanbul bir yanıyla da çok özel bir Balkan şehridir. İstanbul’un mayasında Balkanların, Rumeli’nin güzel insanı, onların değerleri ve kültürleri vardır. İstanbul, evladı fatihanların yurt özleminin dindiği yerdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatının her döneminde bunu görebilir ve hissedebilirsiniz. Balkan kökenli yurttaşlarımızla güçlü dostluk bağlarına sahip olduğumu ve onları iyi tanıdığıma inanıyorum. Kendi kimliklerine, kültürlerine özenle sahip çıktığını, vatanseverlik duyguları çok yüksek, milli ve dünya hassasiyetleri çok güçlü insanlardır. Acılarla dolu geçmişlerini hiç unutmadan hayata sıkı sıkı bağlanmışlardır. Barışın ve hoşgörünün hakim olduğu kardeşçe bir hayatın her zaman özlemi içerisindedirler. O özlemi gerçekleştirebilmek için iki yıl önce bizim girişimimizle 11 ülkeden 23 Balkan şehir belediyesiyle bir araya geldik. Çok özel bir birlikteliği oluşturduk. Balkan Şehirleri Ağı’nı kurduk. B40 diye adlandırdığımız bu ağ, iki yıl içerisinde çok büyüdü. Bölgede barış ve istikrarı sağlamak ve ekonomik girişiminin önünü açmak için toplumlar arasındaki kardeşliği güçlendirmek için bu şehirler arasındaki çalışmaları yoğun bir şekilde yürütüyoruz.

YAŞAM TARZI DAYATMANIN İNSANLIK SUÇU OLDUĞUNU HERKES GÖRÜYOR: Bizler Balkan Şehirleri Ağı’nı oluşturan belediye başkanları, bu acılı coğrafyanın ve bütün dünyanın kötülüklerden arınıp iyilikte, sevgide buluşması için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Kurucu şehri oldu İstanbul, kurucu genel sekreterliğini ve daimini ofisini yürütüyor. B40 Ağı, 23 Balkan şehriyle başladı. 70 şehri aşmış durumda. İnşallah daha da büyüteceğiz ve her konuda Balkanları çok özenli bir şekilde şehirler üzerinden güçlü bir ağa kavuşturacağız. Sizler de çok iyi bilirsiniz ki, çekilen acılar ve verilen mücadeleler hiçbir zaman boşa gitmedi ve gitmeyecek. Tabii Balkan Şehirleri Ağı kurulduktan sonra başlayan Rusya-Ukrayna savaşı da barış ve istikrara sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kere daha gösterdi. Bizler onun için bu verdiğimiz mücadeleyi özenle sürdüreceğiz. İnsanların isimlerini değiştirmeye kalkmanın, din ya da yaşam tarzı dayatmanın siyaset değil, bir insanlık suçu olduğunu herkes artık çok daha iyi görüyor. Türkan bebeğin ve onun simgelediği onurlu direnişin anlamını herkes çok daha iyi biliyor. Kimler hangi karanlığı dayatmaya kalkarsa kalksın, biz o bir çift mavi gözün ışığında her zaman doğru yolu buluruz. Bizim yolumuz ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen Balkanlar’ın çocuğu Atatürk’ün yoludur.

BUGÜN TÜRKİYE KRİTİK BİR EŞİĞE GELMİŞ DURUMDADIR: Çok önemli bir seçim öncesinde gerçekleşen bu güzel buluşmanın çok özel bir değeri olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde Balkan kökenli yurttaşlarımızın, mübadillerimizin, soydaşlarımızın sorunlarını çözmek için geliştirdiğimiz pek çok proje ve politika bulunuyor. 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Balkanlar’a özenli tutumunu ve davranışını çok yakından biliyorum. Benim yerel seçimlerimde yaptığı İstanbul çalışmalarından sonra bana ilk söylediği, ‘Mutlaka seçimi kazandıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini Balkanlar’a yap’ demişti. Ben de bu sözü tutarak ilk yurt dışı ziyaretimi Saraybosna’daki kardeşlerimizi, dostlarımızı ziyarete gitmiştim. Bölgesel ekonomik ilişkileri geliştirmekten, Balkanlardan gelen ve halen orada yaşayan soydaşlarımızın koşullarını iyileştirmeye, Balkan derneklerini ve sivil toplum kuruluşlarının gücünü ve etkisini arttırmaktan, çifte vatandaşlık sorununu çözmeye, Osmanlı mirasının ve soydaşlarımızın kültürel, dini mirasının korunmasından, Türk devlet bankalarının Balkanlar’daki varlığını güçlendirmeye, Balkan ülkeleri arasında Türkiye’den başlayacak hızlı tren hattı inşa etmekten vize serbestliğine kadar her konuda çok iyi çalışılmış projelerimizin hazır olduğunu buradan duymak isterim. Bütün bunları hayata geçirebilmek için çok önemli bir adımı hep birlikte atmak zorundayız. Maalesef bugün Türkiye kritik bir eşiğe gelmiş durumdadır.

TÜRKİYE’Yİ BU HALE GETİREN, BUGÜNKÜ İKTİDARDIR: Ekonomimizi hızla doğru bir rotaya oturtamazsak, toplumsal huzurumuzu, birlik ve kardeşliğimizi hep birlikte yeniden tesis edemezsek hiçbir alanda ilerleme kaydedemeyeceğiz. Her gün daha kötüye gidecek, her gün daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız. Unutmayalım ki Türkiye’yi bu hale getiren, bugünkü iktidardır. O akıl, devletimizin ne yazık ki temel yapısını bozmuştur. Bu ülkeyi büyük bir ekonomik çöküşün ve tehlikeli bir toplumsal gerilimin eşiğine getirmiştir. Sahip oldukları gücü o kadar çok istismar ettiler ki, vatandaşın gerçeklerinden o kadar çok uzaklaştılar ki, her uygulamalarıyla, her sözleriyle ne yazık ki milletimize tarihimizdeki en kötülüğün yapıldığı dönemi yaşattıklarını buradan ifade etmek isterim. Tam bir sorumsuzluk örneği olan ve bu ülkenin başına büyük belalar açan sığınmacı politikalarını savunmak adına neler söylediklerini sizler de çok iyi biliyorsunuz.

İSTANBUL KAZANIMINI HİÇ UNUTMAYALIM: Bu devletin kurucu unsuru, bu milletin ayrılmaz parçası olan Balkan kökenli yurttaşlarımızı, soydaşlarımızı, evladı fatihanları kimlerle, nasıl bir tuttuklarını, bunları utanmadan sözlerine nasıl taşıdıklarını sizler çok iyi biliyorsunuz. Ne yazık ki ayrıştırmaları, bölmeye ve düşmanlaştırmaya çalışmadıkları hiçbir kesim kalmamıştır. Bunun adı siyaset değildir. Bunun adı milliyetçilik ya da muhafazakarlık değildir. Bunun adı insanlık değildir. Türkiye, topluma zehir saçan bu siyaset anlayışından bir gün bile geç kalmadan kurtulmaya mecburdur. Aksi halde bir adım bile ileri gidemeyiz. 28 Mayıs’ta oyumuzu, birliğimizi ve kardeşliğimizi en güçlü şekilde sağlamak için mutlaka kullanalım. Türkiye’nin birleştirici gücü olma sorumluluğu ve özeniyle hareket eden, ömrü boyunca hak, hukuk, adalet için mücadele etmiş saygıdeğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafında bütün Türkiye’nin kesimleri olarak buluşalım. Bu buluşma, bu ittifak çok önemlidir. Bu buluşmanın ilk başarısını, en önemli başarısını hep birlikte, özellikle saygıdeğer 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in oluşturduğu o güçlü birlikteliği, İstanbul kazanımını hiç unutmayalım.

TERCİHİN ADI KEMAL KILIÇDAROĞLU’DUR: İşte tam da bugün yaptığımız bu buluşma gibi hep birlikte bu gerçekleşen buluşmayı bir çift mavi gözün ve bir ay yıldızın ışığında bir buluşma olduğunu da her zaman hatırlayalım. Hep birlikte Atatürk’ümüze sevgi ve saygı duymaya, onun ilke ve değerlerine sahip çıkmaya dayalı bir buluşmadır bu. Ne demişti büyük önder Atatürk, ‘Muhacir diye küçümsenenler, kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır’. Bu ülkede tek bir karış bile toprak kaybetmeden, birbirimizi küçümsemeyi aklımızdan bile geçirmediğimiz, eşit, adil ve kardeşçe bir hayat için gelin, hep birlikte Atatürk’ün yolundan yürüyelim. Gelin, hep birlikte Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına yakışan bir tercihle girelim. Bu tercihin adı, saygıdeğer Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Her şey çok güzel olacak, diyorum.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir